6 yaşımdan 80 yaşıma kadar geçen acı tatlı yaşantımı canımdan çok sevdiğim bana can veren mal derdi değil can derdim olan güzel eşim güzel insan SUMRUM.Bana verdiği pırıl pırıl avlatlarımla beraber nereden nereye geldiğimizi;Çok sevdiğim çok emek verdiğim işyerimde çalışanlarımla,evlatlarımla,torunlarımla bu yazıyı paylaşmak onlara geçmişimi anlatmak,örnek geçen hayatımı eşimi sizlere tanıtmak Örnek alınması gereken bu yaşantıyı sizlerle paylaşmak için yazdım.
                                                    İŞTE BENİM GEÇMİŞİM ;
        6 yaşımda resimde görüldüğü gibi İncesu kazası Üç kuyu adında Erciyes dağına sırtını dayamış şirin bir köyden 1945 de bir tesadüf eseri sekiz kardeşten biri olarak, canımdan çok sevdiğim halamın yanına İzmire Kadifekale de tahtadan yapılmış bir göz odaya geldim.Sabah bir de baktım ki evler suda yüzüyor, gördüğümün gemi olduğunu nerden bileyim.Ve yeni dünyama gözümü böyle açtım.      
        Eniştem berberdi bir hanın köşesinde.Ben de okul çıkışları yanına gider müşterilerin arkasını fırçalar harçlığımı çıkarırdım.Eniştemin yanında çingeneler elek çakarlardı, baka baka onu öğrendim.Eşref Paşa pazarına Pazar günleri çıkar satardım.Daha sonraki zamanlarda tabaklık yapmayı, tel dolabı yapmayı, hamam tokmağı yapmayı öğrendim.Bu yaptıklarımı pazarlarda satıp para kazanmaya başladım.Öyle çalıştım ki çocukluğumu yaşamadım.Para kazanma hırsı beni sardı ne önümü görüyordum ne arkamı.Okul bir taraftan, iş bir taraftan, para kazanma bir taraftan, eve ekmek getirmek bir taraftan.Bir de baktım ki çakı gibi bir delikanlı olmuşum bunu da mahallemde ki kızlar benle ilgilenmeye başlayınca,peşimden koşmaya başlayınca fark ettim, aynada kendimi gördüm.İlk işyerim 10 M2 bir dükkan kiralayarak kurdum.Gözükırmızı firmasına eşimle beraber çok emeğimiz geçti.Eşim geceleri evde fatura keserdi, iş yerimin vergilerini hep o takip ederdi.Gecemiz gündüzümüz belli değildi.Gezmek tozmak nedir bilmedik.Bu uzun yolda eşim SUMRU da bende çok yorulduk.Gençliğimizi yaşayamadık birde baktık ki yıllar gelmiş geçmiş...

                                 İŞTE HAYATIMIZIN İKİNCİ PERDESİ ;
        Çok kıymetli evlatlarım, işçilerim, gelinlerim, hayatımın ikinci perdesinde canım gibi sevdiğim,güzel insan SUMRUMLA tanıştım.ALLAH yazdıysa alın yazısı yazıyor. Bu kızı Kadifekale de 5 mt yerin altında bir eve gelin aldım.Çok zenginler istedi ama bana geldi, anasına babasına verdiği cevap çok çalışkan beni aç bırakmaz demiş ve de öyle oldu.Her sabah öpüşmeden evden çıkmaz, sabahları evden çıktığım zaman gözden kaybolasıya kadar arkamdan okur el sallar, bende dönüp dönüp arkama bakar kaybolasıya kadar birbrbirimize el sallarız.ALLAH bu sallanan elleri indirmesin, indirirse benim için çok çok acı olur.Yaşantımı, hayatımı, kazancımın bereketini SUMRUM da buldum.Onun duası beni buralara getirdi.
        Hala kendi giysilerini de, benim giysilerimi de pazardan alır.Buralara böyle geldik biz.Kahve, gazino, pavyon, kumar bizim yaşantımızın dışında kaldı.Besmelesiz kalkmaz,besmelesiz oturmazdık.ALLAH'ın adını anmadığımız gün olmazdı. 
            İŞTE GEÇMİŞİM, İŞTE HAYATIM, İŞTE GELDİĞİM YER... 
          CANIM EVLATLARIM, TORUNLARIM, CANIM İŞÇİLERİM, ALLAH SİZLERLE BERABER OLSUN...

                                             MUSTAFA GÖZÜKIRMIZI